ciddimevzu

bedenlerimiz bunu istiyorken erkekler elbette bizi nesneleştirecek, bi’ dakika, ne? // katie jgln

nasıl istersek öyle giyinmek ve görünmek konusunda rahat olalım ve ne bize namus atfedip duran kültürel değerlere ne de sürekli değişip duran moda akımlarına boyun eğmeyelim. çünkü kendi bedenlerimizle ne yapmayı seçersek seçelim, kendimiz dışında hiç kimseyi ilgilendirmez. bizi tecavüzden, cinsel tacizden ve nesneleştirmekten koruyan bir giyim tarzı yok; tıpkı bunları teşvik eden bir giyim tarzı olmadığı gibi.

İspanya’da çıplaklık yasadışı değildir – hem de nerede olursa olsun.

Çoğu kişi çıplak gezmez tabii ki, fakat bunun anlamı İspanyolların nerede ve ne zaman çıplak ya da yarı çıplak olabilecekleri konusunda daha özgürlükçü olduğudur. Mesela, plajlarda kadınların çocukları yanlarındayken bile üstsüz güneşlendiğini görmek gayet normaldir. Bunda utanılacak bir şey de yoktur. Son derece sıradan bir durumdur.

Yine, bu durum böylesine normalleşmiş ve yaygın olduğundan, dünyanın pek çok yerindeki plajlarda yaşayacağınız öküz gibi bakılma deneyiminden de kurtulmuş olursunuz.

Yani – benim Kanarya Adaları’ndaki son tatilimde yaptığım gibi – ortalıkta üstsüz dolaşırsanız, neredeyse kimse bunu acayip bir şey olarak görmez, hatta fark etmez bile.

Bunun bütün hayatımı değiştiren güçlendirici, feminist bir deneyim olduğunu söylersem açıkçası yalan söylemiş olurum. Bedenim diğer bedenlerin arasında bir beden oldu işte. Kendimi iyi hissettim, mutlu oldum, o kadar.

Ve bir kereliğine bile olsa çıplaklığım nedeniyle birinin bana saldırması ya da cinsel olarak nesneleştirmesi korkusu duymamış oldum.

Hayır kardeş, kadın vücudu doğası gereği cinsel falan değildir

Üstsüz güneşlenmek dünyanın farklı yerlerinde farklı şekilde görülür ve 38 ülkede ise ceza gerektiren bir suç kabul ediliyor. Diğer pek çok ülkede ise, kanunla yasaklanmış olmamakla birlikte, alabilecekleri tepkiler nedeniyle en fazla birkaç kadın buna cesaret edebiliyor.

Peki, neden?

Şimdi, kadınların memeleri ve bedenleri halen daha saldırgan bir şey olarak görülüyor ve ancak ve ancak hakim “güzellik” standartlarına uyduğu ölçüde takdire şayan bulunuyor. Bunun nedeni de, – kadınlar olarak kendimizle normal, olumlu temsiller ve ilişkiler kurmamıza yer bırakmayan bir şekilde – toplumlarımızın kadınların bedenlerini sistematik ve tarihsel olarak gizlenmeye zorlaması, ayıplaması ve cinselleştirmesi.

Daha çocuklukta biz kızlara “lanetli” dişi bedenlerimizin kendilerini kontrol etme becerisi olmayan erkekleri “azgın şerefsizlere” dönüştüreceği fikri aşılanıyor. Bir başka deyişle, bizim doğası gereği cinsel olan bedenlerimiz “bunu istiyorken” erkeklerin bizi nesneleştirmesine şaşırmamalıyız, öyle değil mi? İğrenç!

Bir kadının bedeni, tıpkı bir erkeğinki gibi, bazı durumlarda gayet cinsel olabilir. Başka durumlarda ise değildir. Sadece bir bedendir. Yürüyen, nefes alan bir organizma. Bir şişme kadın değil yani. Yine, sırf bazı adamlar “azgın şerefsizler” gibi davranmalarında bir sorun olmadığına inanarak büyümüş olması erkeklerin hepsinin fiziksel olarak kendilerini kontrol etme becerilerinin olmadığı anlamına falan da gelmiyor. Erkekler işlerine gelince kendilerini gayet güzel kontrol ediyorlar.

Ne üzücü ki bazı kızlar, cinsel nesneleştirme ve bedenleriyle dalga geçilmesine bağlı olarak, kendi görünüşlerinden utanarak ve hatta iğrenerek büyüyorlar – buna ben de dahilim. Kadınların kendi bedenlerine dönük bu düşmanlığı, benliğimizi algılayışımıza dönük olarak bizi ne kadar derinden yaraladığını fark etmediğimiz bir gündelik mevzu.

Fakat şöyle bir silkelenip de bedenlerimizi sevmeyi ve kendimizle gurur duymayı öğrendiğimizde ise – bundan da utanıyoruz. Aman ne şaşırtıcı!  

Slut-shaming öyle durduk yere yapılmaz

Bu yılki Olimpiyatlara bir göz attıysanız, ufacık daracık sporcu mayo altlarından taşan yuvarlak popları ve aşırı ötesi dar sporcu mayo üstlerinden fırlamak üzere olan memeleri de görmeden edememişsinizdir. Erkeklerin spor kıyafetleri genellikle pratiklik ve rahatlık için tasarlanmışken, kadınların giysileri ise sadece şov için tasarlanmıştır. Çünkü hepimizin bildiği üzereeeee, bir kadının bedeninin yegane görsel amacı erkeklere haz vermektir. Ya daha ne olacağıdı?

Ve bedenlerimiz bundan başka herhangi bir nedenle var olduğu anda, çarşı karışırdı!

Bir kadın sporcuyu Olimpiyatlarda canhıraş yarışırken daracık bir mayo giymeye zorlamak ha? Ah ne kadar da harika; en azından erkeklere bakacak bir şey sunmuş olunuyor işte. Peki ya gündelik hayatta arkadaşlarıyla sosyalleşmek için dışarı çıkan bir kadın daracık bir mayo giyerse ne olur? Orospuya bak hele! Kendine bir gram saygısı yok belli ki şıllığın!

Slut-shaming [özetle, cinsel açıdan kendisini öne çıkarıcı eylemler sergilemesi nedeniyle, cinselliği çağrıştıracak kıyafetler giymesi veya durumlarda bulunması nedeniyle birini yargılamak, taciz etmek ve zorbalık yapmak – ç.n.] denen şeyin ortaya çıkışının asıl nedeni, tam da erkeklerin kadınların bedenleri üzerine hakları olduğunu düşünmesidir. Yine erkekler, bizleri nasıl istersek öyle giyinmeye ve görünmeye “cüret ettiğimiz” için ayıplamalarının bize onların bu hak sahipliğini hatırlatmaya yaradığını düşünürler. Bize boyun eğdirmiş olurlar. Bizleri erkeklerin bir kez daha bedenlerimize sınırsızca erişime sahip olabildiği bir toplumdaki yerimize geri koymuş olurlar.

Fakat en önemli şey, erkeklerin slut-shaming’i bizi kırmak, parçalamak ümidiyle kullanıyor olmalarıdır. Ne de olsa erkeklerin ataerkiyi diri tutmakta kullandığı temel sütunlar, kırılmış ve parçalanmış kadınlardır.

Ne yaparsak yapalım, kazanamayız

Kadın bedeninin cinsel nesneleştirilmesi olgusu ile slut-shaming’in bir arada işlemekte oluşu, kadınların aslında kazanamayacağını göstermekte yeterli kanıtı sunuyor.

Kadın olmak, sıklıkla, kendi karakteriniz için seçimler yapmak zorunda olduğunuz ve bu seçimler temelinde farklı sonuçlarla karşılaştığınız interaktif dijital hikaye akışı oyunlarından birindeymiş gibi hissetmek demektir. Fakat bu oyunda yaptığınız seçimin hiçbir önemi yoktur – her türlü boku yersiniz.  

Oturup da bu temaya sahip bir dijital hikaye akışı oyunu yaptığınızı düşünün; oyun kabaca şöyle işleyecektir:

Tebrikler! Bir dişi bedenine atandınız. Şimdi ne yapmak istersiniz?

A. Onunla gurur duymak ve onu sergilemekten korkmamak.

B. Onunla huzur içinde yaşayıp gitmek.

C. Nesneleştirilmekten kaçınmak için neye mal olursa olsun her şeyi yapmak.

A şıkkını seçerseniz, erkekler bedeninizin her bir parçasını nesneleştirecek ve aynı anda size teşhirci ve yüzeysel fahişe diyecekler. Oyunda seçtiğiniz sanal karakter toplum tarafından dayatılan güzellik normlarına ne kadar fazla uyarsa bunu da o kadar yoğun yaşayacaksınız. Bunlara ek olarak, toplumsal saygınlığınızın neredeyse tamamı o anda elinizden sökülüp alınacaktır.

B şıkkını seçerseniz, erkekler yine bedeninizin her bir parçasını nesneleştirecektir. Aynı zamanda sizi onlara çıplak fotoğraflarınızı yollamanız için zorlayıp duracaklardır, ki bunu yaparsanız çıplak fotoğraflarınız internet forumlarında dolaşıma girecektir, kesin bilgi. Çıplak fotoğraflarınız yollamayı reddederseniz, bu sefer size ya namus-manyağı ya da orospu diyeceklerdir.

C şıkkını seçerseniz, erkekler yine bedeninizin her bir parçasını nesneleştirecektir. Yine, bedeninizi erkekliği onaylamanın ilahi sunağına bırakmadığınız için derhal namus-manyağı ya da orospu olacaksınız. Nesneleştirilmeye gerçekten bir son vermek isterseniz, cinsel ve fiziksel olarak son kullanma tarihinizin dolduğu ve erkeklerin büyük kısmı tarafından artık görünmez olduğunuz Level 40’ı tamamlamak zorundasınızdır.

Uyarı: Oyun boyunca hangi şıkları seçtiğinizden bağımsız olarak öfkeli erkeklerden gelen cinsel taciz ve tecavüz tehditleri ile karşılaşabilirsiniz.

Bedenlerimizle ne yapacağımız kimseyi ilgilendirmez

Etten kemikten oluşan dişi elbisemden bir zamanlar utanmış olmama karşın, yavaş yavaş onu sevmeye başladım. İşte İspanyol plajlarından birinde üstsüz dolaşmanın beni mutlu hissettirmesinin ve hatta kendimle biraz da gurur duymamı sağlamış olmasının nedeni de bu.

Benim yaptığım şey herkese uyacak diye bir şey de yok tabii, fakat yine de gayet güzel bir şey.

Uzun lafın kısası, nasıl istersek öyle giyinmek ve görünmek konusunda rahat olalım ve ne bize namus atfedip duran kültürel değerlere ne de sürekli değişip duran moda akımlarına boyun eğmeyelim. Çünkü kendi bedenlerimizle ne yapmayı seçersek seçelim, kendimiz dışında hiç kimseyi ilgilendirmez. Bizi tecavüzden, cinsel tacizden ve nesneleştirmekten koruyan bir giyim tarzı yok; tıpkı bunları teşvik eden bir giyim tarzı olmadığı gibi.

Anadan doğma çıplak bile olsak, bu “istiyoruz” anlamına gelmiyor.

Çıplaklık eşittir cinsellik DEĞİLDİR!

Artık buldukları her fırsatta slut-shaming ya da cinsel nesneleştirme kervanına atlayan kişilerin o kalın kafalarına bunu sokmalarının zamanı geldi.       

kaynak: medium.com / çevirgen: sevil ainsley

Gönder gitsin