sanatsepet

  • sanatsepet

    zanat-atak #1: kim bu bansky? // martha kılıç

    ingiliz grafiti sanatçısı ve uluslararası muzip şahsiyet banksy, hiçbir yerde kendini göstermeyerek ve hiçbir açıklama yapmayarak, bir yandan büyük ölçüde anonim kalırken dünyanın en tanınmış sanatçılarından biri olmayı başardı. peki, kim bu bansky?

  • sanatsepet

    bir editör tam olarak ne yapar? editörün rolü zaman içinde nasıl değişti? // lynn neary

    harper lee'nin tespih ağacının gölgesinde adlı kitabı bu yılın başlarında yayınlandığında, okuyucular lee'nin bu çok beklenen "ikinci kitabının" aslında daha sonra çok sevilen bülbülü öldürmek'in ilk taslağı olduğunu öğrendi. lee, editörü tay hohoff'un tavsiyesi üzerine kitabın bu ilk versiyonunu radikal bir şekilde revize etti. bu bizi meraklandırdı: editörler okuduğumuz son kitabı ne kadar şekillendiriyor?

  • radyo 7/6,  sanatsepet

    lafola // “bu yoktu, içimizden geldi”… çünkü süperiz (sezon 3, bölüm 13)

    “tamamen içimizden gelen yeni bölümümüzde özer yer yer agresif boomer tavırlar sergiliyor, 2 telefon 1 bad bitch’e sallıyor, “napim böyleyim a” diyen tiktok şarkıcılarıyla kavga ediyor. onun dışında evrenin fotoğrafı, hacdan gelen hediyeler, haşereler ve futbol, basketbol, voleybol ile dolu bir bölüm sizleri bekliyor…” lafola podcast gümbür gümbür akan yeni sezonunun daze bölümüyle radyo 7/6’nın barbar’ın muğla’nın gürgen ağacı kabuklarından kendi olanaklarıyla yaptığı “GurgenX-2S5Y” uydusundan sekip evinize geliyor. ışınlanın!

  • hayalci hücre,  sanatsepet

    sınıf sorunsalı // kerem batumlu

    hayalci hücre'nin "kozadan çıkış" kitaplarından kerem batumlu'nun "kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına" kitabının bir bölümü basına sızdı! edebiyat high societysinin türünün ne olduğu konusunda ateşli bir tartışma yürütüp birbirine küstüğü "kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına"dan "sınıf sorunsalı" başlıklı harika bölümü sunuyoruz. ışınlanın!

  • sanatsepet

    performatist fotoğrafçılık: andreas gursky’nin estetik teizmi // vanessa beecroft

    Bizler Gursky’nin fotoğraflarında bizzat küreselleşmeye özgü toparlayıcı/bütünleştirici, dinamik, ezici etkiyi deneyimleriz. Gursky’nin çalışmaları, bizlerin çevredeki bir kurban olarak konum almamızı gerektiren postmodern anlamda “eleştirel” çalışmalar olmamakla birlikte, bizleri resimlenen faaliyetler ya da şeyler hakkında istisnai türden bir belirsizliği deneyimlemeye zorlarlar.

  • sanatsepet

    nietzsche: bir aziz ve bir şehit // john cowper powys

    nietzsche entelektüel bir sadistti –bu inkâr edilemez– ve onun entelektüel sadizmi birçok tuhaf biçim alabileceği için (bunu bize kendisi öğretti) kendi o en duyarlı sinirlerinin özenle bozulması biçimine büründü. sonunda mantığını sahiden de bozan şey budur. ruhani bir açımlama süreciyle –ki insan bunun verdiği ıstırabı kavramaya cüret edemez– doğal “kutsallığını” aldı ve onu, tanrılara uygun bir yemek gibi, apollonvari bir biçim kazanana kadar, oyup durdu. nietzsche’yi sadece çekiçli filozof gibi değil, keskili filozof gibi de görselleştirmeliyiz.

  • sanatsepet

    dada’nın kısa tarihi // nick heath

    Tristan Tzara, 1918’deki Dadacı Manifesto’da Dada tavrını şöyle özetleyecekti: “Bırakın herkes bizlerin tamamlaması gereken büyük bir yıkım ve olumsuzluk işiyle meşgul olduğumuzu söylesin. Temiz ve açık. Hemcinslerimizin arınması ve yüzyılları parçalayan ve yok eden haydutların ellerinde çok uzun zamandır kalmış bir dünyanın izi topyekun bir delilik ve saldırganlık döneminin ardından gerçekleşecektir.

  • sanatsepet

    lolita’nın gerçek (ve çok daha berbat) hikayesi // sean kernan

    nabokov’un lolita’sı edebiyatın okurları karanlık yerlere götürüp onları karmaşık konular üzerine düşünmeye zorlama yönündeki güçlü geleneğini sürdüren bir kitap. öte yandan, lolita kitabına ilham veren çok daha rahatsız edici gerçek bir olay var: sally harper’ın başına gelenler. nabokov’un bu olaydan da ilhamla gerçekliği büktüğü lolita’sına yakından bakıyoruz…