sanatsepet

lolita’nın gerçek (ve çok daha berbat) hikayesi // sean kernan

nabokov’un lolita’sı edebiyatın okurları karanlık yerlere götürüp onları karmaşık konular üzerine düşünmeye zorlama yönündeki güçlü geleneğini sürdüren bir kitap. öte yandan, lolita kitabına ilham veren çok daha rahatsız edici gerçek bir olay var: sally harper’ın başına gelenler. nabokov’un bu olaydan da ilhamla gerçekliği büktüğü lolita’sına yakından bakıyoruz…

Vladimir Nabokov’un “Lolita”sı yakın zaman önce en tanınmış 125 yazarın yer aldığı çok geniş kapsamlı bir ankette 20. Yüzyılın en iyi kitabı seçilmişti. Kitabın oldukça karanlık ve rahatsız edici hikayesi düşünüldüğünde burada tuhaf olduğu kadar etkileyici bir başarının olduğu ortada: Hikaye orta yaşını geçmiş bir erkeğin (Humbert) cinsel ilişki de yaşadığı 12 yaşındaki kız çocuğu Dolores Haze’e (name diğer Lolita) yönelik takıntısı etrafında kurgulanıyordu. Bu erkek Dolores ile ülkeyi geziyor ve yıllarca birlikte yaşıyordu.

Bu hikaye iki kere filme çekildi, ki iki film de eleştirmenlerce beğenilmekle birlikte epey bir tartışmaya konu da oldu.

Sorunlu bakış açısı

Lolita’da hikaye fail Humbert’in gözünden anlatılmaktadır. Humbert, edebiyat eleştirilerinde okurun resmedilen dünyayı belirli bir kişinin taraflı bakış açısından görüyor olması anlamında “güvenilmez anlatıcı” adı verilen karakterlerdendir.

Örneğin, Humbert Lolita’yı kendisini baştan çıkaran, kendisiyle flört eden ve kendisiyle sevişmesini isteyen biri olarak tarif etmektedir. Fakat aylar sonra ortaya çıkan özel günlüğünde aslında Lolita’nın kendisine bir kez dokunması için nasıl da yanıp tutuştuğu ayrıntısıyla yazılıdır. Öyle ki, Humbert sırf Lolita’ya yakın olabilmek için Lolita’nın annesiyle evlenir.

Lolita romanında özellikle dikkat çekici olan şey, her anlamda sevimsiz bir karakter üzerinden inanılmaz ve çağrışımları tetikleyen bir anlatı kurabilmesidir.

Humbert’ten tiksinmeme rağmen hikayenin devamını okumaktan kendimi alıkoyamadım. Pek çok kişide de böyle olduğunu tahmin ediyorum.

Lolita hikayesinin rahatsız edici ilham kaynağı

Lolita kitabına ilham veren çok daha rahatsız edici gerçek bir olayın olduğunu bilen az kişi vardır diye tahmin ediyorum: Olay, 1948 yılında Camden New Jersey’de bir kırtasiyeciye giren 11 yaşındaki Sally Horner’in başından geçmiştir. Sally okulda notları gayet iyi olan, zeki ve kurallara genel olarak uyan bir çocuktur. Gelgelelim, bir kızlar grubuna kabul edilmek için bir şey çalması gerekir ve bir kırtasiyeciye girerek bir defter çalmaya çalışır.

Büyük bir talihsizlik olarak, kırtasiyeyi işleten kişi tecavüzden hüküm alıp cezaevinde yatıp çıkmış 50 yaşındaki Frank La Salle’dir.

Frank La Salle Sally’yi defteri çalmaya çalışırken kolundan yakalar ve kaçmaya çalışan Sally’ye izin vermez.

Frank La Salle Sally’ye kendisinin FBI ajanı olduğunu ve onu hırsızlık yaptığı için ıslahevine yollaması gerektiğini söyleyerek tehdit eder. Sally panik içinde ağlamaktadır. Annesiyle yaşayan Sally’nin ailesinin maddi durumu iyi değildir ve bu türden bir olay aileyi mahvedebilecektir. Sally çocuk aklıyla ailesiz kalmaktan korkar.

Sapık Frank La Salle bu durumu hemen istismar ederek Sally’ye bir anlaşma teklif eder; eğer ileride ona söyleyeceklerini yaparsa ve ailesine hiçbir şey söylemezse onu ıslahevine verdirmeyecektir.

Aradan aylar geçer, bir gün Sally okuldan eve dönerken Frank La Salle yolunu keser. Frank hükümetin kendisinden onu Atlantic City’ye getirmesini istediğini ve orada kendisine iyi bakılacağını söyler. Frank Sally’den annesine okuldan arkadaşlarıyla bir okul gezisi kapsamında Atlantic City’ye gideceklerini, kendisini de okul arkadaşlarından birinin babası olarak tanıtmasını söyler.

Nihayet Sally başına gelebilecek olanlardan korkarak denilenleri yapar ve Frank La Salle Sally’yi evinden alıp götürür. Aynı gece Frank La Salle Sally’yi cinsel ilişkiye zorlar. Bundan sonraki zamanda artık birlikte yaşayacaklardır. Ülkeyi bir baştan diğer başa dolaşırlar. Frank Sally’yi Kaliforniya’ya taşınmadan önce Teksas’ta yaşarken bir okula da kaydettirir. Kamusal alandayken Sally ile Frank baba kız gibi davranmaktadır, fakat evde partner hayatı yaşarlar.

Yaşadıkları evlerdeki komşuları hiçbir şeyden şüphelenmez. Frank La Salle komşulara karısının bir kazada hayatını kaybettiğini ve kızını annesiz büyüten bir baba olduğunu anlatır. Fakat komşularından Ruth adında bir kadın bu ikilide tuhaf bir şeylerin olduğunu sezer.

Ruth çeşitli fırsatlar yaratarak Sally’nin ağzından laf almaya çalışır, fakat hiçbir şey öğrenemez. Aradan zaman geçtikten sonra Ruth’un da çabalarıyla Sally aslında gerçek ailesinden kaçırıldığını söyler ve hemen FBI’yı arayarak durumu ihbar eder.

Nabokov’un kurduğu bağlantı

Sally’nin hikayesi dönemin bütün gazetelerinin manşetlerinde yer alır.

Şans eseri tam da o dönemde Vladimir Nabokov da orta yaşlı bir adamın çocuk yaştaki bir kızla olan uygunsuz ilişkisi üzerine yazmakta olduğu iddialı romanını bitirmeye çalışmaktadır. Nabokov Sally’nin hikayesine dair gazetelerde yer alan haberleri sıkı takip eder ve bu hikayeyi romanı Lolita’nın temeline yerleştirmeye karar verir.

Lolita’nın ve Sally Horner’ın hikayeleri aynı yılda başlar. Horner da Lolita da sadece anneleriyle yaşayan çocuklardır. Hatta Sally Horner olayı Lolita’nın kitap versiyonunda bir yerde geçer ve o dönemde hiçbir eleştirmen bu bağlantıyı görmez.

Kitabın 33. Bölümünde, Humbert kendi yaptıklarını sorgulamaya başlar ve kendi kendine “Dolly’ye yaptıklarım acaba elli yaşındaki Frank La Salle’ın 1948’de on bir yaşındaki Sally Horner’a yaptığı şeyin aynısı mı?” diye sorar.

Gerçek hayatta Frank karısı bir kazada hayatını kaybetmiş gibi davranırken, romanda Hubert’in karısı gerçekten bir kazada ölmüştür (öte yandan, karısı Humbert’in Lolita hakkında yazdıklarının yer aldığı günlüğünü bulduktan ve bu konuda onunla bir kavga ettikten sonra, muhtemelen Humbert’in bilerek ya da bilmeden dahil olduğu bir kazada ölmüştür).

Her iki adam da kaçırdıkları küçük kızla ülkeyi gezmişler ve dışarıda onlar sanki kendi kızlarıymış gibi davranmışlardır. Her iki adam da bu yaptıklarıyla hayatlarını mahvetmişler ve cezaevinde ölmüşlerdir (Romandaki Humbert Lolita’yı kendisinden çalan kişiyi öldürdüğü için hapse atılmıştır).

Nabokov’un arşivinde bu olaya atıfta bulunan bir not kartı da vardır: bu kartta “ülkenin baştan başa gezdirildiği köle”, “orta yaşlı ahlaksız saldırgan”, ve “cezayı veren hakim tarafından ‘ahlaken cüzzamlı’ olarak adlandırılmıştır” cümleleri yer alır.

Sally’nin hikayesindeki acı gerçek

Bu hikayedeki son derece trajik olan şey şuydu: Nabokov Sally’nin, tecavüz vakalarında küçük kızların ve kadınların başına sıklıkla geldiği gibi, kurban olmasına rağmen ayıplanmıştı. Sally hakkında basında çıkan haberlerde “Keşke o da en başta defteri çalmaya kalkmasaymış…” diye başlayan korkunç yorumlar vardı.

Lolita’yı ilk okuduğumda Nabokov’un da bu türden imaları kabul ettiğinden kuşkulanmadım değil. Sonuçta romanda Lolita karakteri bir hayli flörtöz ve isyankar bir kişilikti, Humbert’i baştan çıkaran ve yönlendiren, onu kontrol delisi annesinden koparan oymuş gibi görünüyordu.

Fakat pek çok eleştirmenin Lolita kitabının çok zekice kaleme alınmış bir anlatı olduğunu düşünmesinin nedeni de tam olarak buydu: gerçeklik bükülüyordu. Yakınlaşmak için can atan kişi o küçük kız mıydı? Yoksa yine tecavüzcü zihniyeti mi işliyordu burada? Humbert Lolita’yı kendi sapkınlıkları üzerinden mi kurguluyordu?

Humbert karakteri kendi sapkınlığını çok erken yaşta yaşadığı bir deneyim üzerinden meşrulaştırıyordu. 13 yaşındayken kendi yaşındaki tek gerçek aşkı tifüsten ölmüş ve ona kendisinin “tahrik edici kızlar” dediği çocuk yaştaki kızlara dönük takıntısını miras bırakmıştı.

Hemen not düşelim; burada Humbert karakteri günümüzdeki cinsel saldırganların kendi yaptıkları şeye dönük benzer bir bahaneyi ileri sürüyordu: “O başlattı, bense yaşadığım travma nedeniyle kendimi kaptırdım.”

Nabokov’un Lolita’sı Humbert’i kendi istediği şeyi yaptırmak için manipüle etmeyi öğrenerek iktidar ilişkisini tersine çevirmiş oluyordu. Lolita kendisinin kendi arzusunun esiri olduğunu fark ediyor ve bunu kendi lehine çeviriyordu. Humbert’i bir oyun yazarı genç çocuk için terk ediyor ve onu duygusal açıdan yıkılmış halde bırakıp gidiyordu.

İki yıl sonra ise Lolita Humbert’e bir not yolluyordu ve bu notu yazmasının tek nedeni hamile kalması ve paraya ihtiyacı olmasıydı. Romanda Humbert Lolita’ya kendisiyle kalması için yalvarıyordu fakat Lolita reddediyordu. Humbert de ona parayı veriyor ve Lolita parayı alıp gidiyordu – sonrasında doğum yaparken ölecekti.

Gerçek olaya dönersek; Sally Horner da pek çok kere kurban haline gelmişti. Başta onu kaçıran kişi ve sonrasında da toplum tarafından. Yine tıpkı Lolita gibi, Sally de bir araba kazasında daha 15 yaşındayken hayatını kaybedecekti.

Nabokov’un Lolita’sı edebiyatın okurları karanlık yerlere götürüp onları karmaşık konular üzerine düşünmeye zorlama yönündeki güçlü geleneğini sürdüren bir kitap.

Herkese uygun bir kitap değil kuşkusuz. Fakat kitabı dikkatli bir şekilde okuduğunuzda, Lolita’nın Humbert’i hiçbir zaman sevmediğini fark edeceksiniz – Humbert aksini söylese bile. Öyle olmasaydı, Lolita ne cinsel ilişki sonrasında ağlar ne de daha sonradan onu kendisine tecavüz etmekle suçlardı.

Lolita pek çok açıdan bir istismarı ve pedofilleri fark etme rehberidir. Saldırganlar genellikle ilgi çekici bir hikayenin arkasına sığınarak yaşarlar. Pedofiller ayrıntılı hikayeler uydurmayı sadece kendilerini korumak için değil, davranışlarını meşrulaştırmak için de yaparlar.

Üzücü bir şekilde ve Lolita’nın aksine, Sally Horner’ın hikayesi bir kurgu değildir ve çok yaygın yaşanmaktadır.

Küçük kızlar kendilerinden çok daha büyük erkekler tarafından kaçırılıyorlar ve kurban ediliyorlar. Bu tür olaylar sürekli ama sürekli yaşanıyor. İnsanlar ise doğru soruları sormakla ilgilenmiyorlar. Kaçırılan kız çocukların anlattıklarına çoğunlukla inanılmıyor. İnanılsa bile, yine de suçlu olarak yine onlar görülüyor.

Nabokov’un gerçeklikten ilham almış olması belki de iyi bir şeydi. Gerçeklik belki tam da böyle vurgulanmalıydı. Lolita bu vurguyla insanları halının altına süpürmeye tercih ettikleri şeyler hakkında düşünmeye zorladı ve çok da iyi yaptı.

kaynak: medium.com / çevirgen: sevil ainsley

Gönder gitsin