ciddimevzu

dr. zander’in modern egzersizin atası olan “tıbbi-mekanik” jimnastik aletleri // hunter dukes

bugünlerde kent hayatına ve apartman dairelerine tıkılıp kalmış bazılarımız evlerimizde bedenimizi biraz da olsa formda tutmak adına skuat, pilates vs. yapıyoruz. hatta sosyal medyada şöyle bir dolandığımızda bu türden egzersizleri yapanların sayısının epey arttığını da görüyoruz. peki, evde egzersiz yapmak ne zaman bu kadar yaygın hale geldi ya da bütün bu hikaye nerede başladı? zaman makinemize atlayıp 1800’lü yılların sonuna ışınlanıyoruz…

Günlük spor yapılabilen vücut geliştirme ve fitness salonlarından (ve bunların birkaç kere kullanıldıktan sonra bir kenara atılan üyelik kartlarından) ve pilates aletlerinin yaygınlaşmasından epey uzun bir zaman önce, Gustaf Zander (1835-1920) adlı bir doktor Stockholm Mekanik-Tedavi Enstitüsü’nde bedenin egzersiz ile zinde tutulmasını sağlayan mekanik düzenekler icat edecekti.

Ritüelleştirilmiş grup egzersizleri yeni bir şey değil tabii ki: Antik Yunan’da jimnastik vardı; (İrokua Konfederasyonu) Haudenosaunee’de insanlar bedenlerini bugün lacrosse adı verilen bir oyun ile zinde tutuyorlardı (lacrosse, beden eğitimi ile sömürgeciliğin kesişimiyle ortaya çıkmış çok sayıda melez alışkanlıktan biriydi); ve beden eğitimi yazılı tarihte neredeyse bütün imparatorluklar, bütün dinler ve bütün rejimler tarafından teşvik edilmiş ya da zorunlu tutulmuştur.

Dr. Zander’in bu alandaki bir devrim de diyebileceğimiz katkısı, günümüzdeki metal çerçeveler, lastik direnç bantları ve dizili çelik levhalardan inşa edilmiş modern egzersiz aletlerinin öncüsü olan özelleştirilmiş makineleri kullanarak direnç egzersizi ve bölge bölge kas geliştirici egzersizleri icat etmesiydi.

Dr. Zander “tıbbi-mekanik jimnastik” üzerine yazdığı 1894 tarihli denemesinde, kendi geliştirdiği sistemin bir tıbbi beden eğitimi olarak ele alınması gerektiğini belirtir: “Verdiğimiz [egzersiz] reçetesi yöntem açısından hastanın ihtiyaçları ve durumuna uygun şekilde düzenlenmektedir.” Ve bu reçete işe yarar! Araştırmacı yazar Sven Lindqvist’in belirttiği üzere, Dr. Zander’in metabolizmadaki yapıcı öğelerin oranında inanılmaz bir artışa yol açmıştır. Dr. Zander ilk beden egzersizi enstitüsünü 1865 yılında yirmi yedi makineyle açtı ve 1877 yılına gelindiğinde “beş İsveç şehrinde toplamda elli üç farklı Zander makinesi bulunuyordu.” Çok zaman geçmeden Dr. Zander kendini mesleki açıdan da yeniden yarattı diyebiliriz. Eskiden Stockholm’un Karolinska Enstitüsü’nde jimnastik alanında öğretim görevlisi iken, artık Rusya’ya, İngiltere’ye, Almanya’ya ve Arjantin’e jimnastik ekipmanı ihraç eden bir uluslararası fitness girişimcisi haline gelmişti.

Modern egzersizin tarihini çalışmanın tarihinden ayırmak mümkün değil. On dokuzuncu yüzyılın sonlarında mesleki sağlık ve iş kazalarından kaynaklanan yaralanmalar üzerine artan endişeler ergonomi üzerine çalışan doktorlar arasında tartışmalara yol açarak gündeme geliyordu. Dr. Zander icat ettiği makineleri “daha güçlü sağlık ve daha yüksek çalışma kapasitesi” vaadiyle “hareketsiz yaşama ve işyerlerine kapanmaya” karşı birer korunma önlemi olarak pazarlıyordu. Bir anlamda, Dr. Zander’in makineleri diğer makinelerin yol açtığı yaralanmaları telafi etmek içindi: makineleşme alanındaki ilerlemeler fiziksel emeğin dışında yeni emek biçimleri ortaya çıkarıyordu. Özellikle bürolarda bütün gün oturarak çalışan kişiler fiziksel kapasitelerini koruyabilmek adına egzersiz yapmalıydılar.

Carolyn Thomas’ın (önceki soyadı de la Peña) “Cybex Space” tarihi üzerine makineler ve bedenler üzerine geniş bir projenin parçası olarak yazısında ortaya koyduğu üzere, Dr. Zander’in projesi İsveç refah devletinin desteğiyle başladı. Dr. Zander’in araştırmaları hükümet tarafından fonlanıyordu ve açtığı jimnastik salonu da kamuya açıktı. 1876’da Philedelphia Uluslararası Fuarı’nda tasarım ödülünü almasının ardından, Dr. Zander odak noktasını genel halk “sağlığından” icat ettiği “fitness” makinelerle “elit sağlık spa merkezlerini” ve özel kurumları donatmaya çevirecekti. Thomas’ın sözleriyle, “Makineleşmiş egzersizlerde, beyaz yakalı Amerikalılar kendi üstün varlıklarını şişiriyorlardı. ‘Fitness’ın fiili fiziksel görevleri yerine getirme becerisi yerine mükemmel şekilde dengelenmiş bir fizik anlamına geldiğinin ilan edilmesiyle birlikte, beden gücü artık emekçilerin değil aylakların meselesi haline gelmiş oldu.”

Aşağıda bir kısmına yer verdiğimiz fotoğraflar, “Görransson’s mekaniska verkstad” adlı bir jimnastik ekipman şirketinin arşivinden alındı ve Dr. Alfred Levertin’in Dr. G. Zander’s Medico-Mechanische Gymastik (1892) adlı kitabında da yer aldı. Fotoğraflardaki jimnastikçilerin sportif giyim tercihleri epey şaşırtıcı olsa da (zincire bağlı cep saatlerinin olduğu kalın üç parçalı giysiler), Dr. Zander’in hastalarının pek de efor sarf etmiyorlarmış gibi göründükleri yüz ifadeleri epey dikkat çekici. Bunun nedeni, Thomas’ın belirttiği üzere, Dr. Zander’in icat ettiği teknoloji, rekabete öncelik veren ve bireysel eforu ödüllendiren günümüzdeki modern fitness mekanizmalarının aksine pasif aktiviteler olarak pazarlanıyor olmasıydı – bazı makineler buhar, gaz ya da elektrikle çalışıyordu. Bu makineleri kullanan kişinin yapması gereken tek şey, bedenlerini makineye yerleştirmek ve bütün işi makinenin yapmasını beklemekti … ya da böyle olduğu söyleniyordu.     

Dr. Zander’in makinelerinin birkaç fotoğrafına yer verelim, bir göz atın bakalım…

kaynak: publicdomainreview / çevirgen: chris dadallı

Gönder gitsin