web3: geleceğin ta kendisi ya da koca bir dümen ya da ikisi de // peter kafka
gün geçmiyor ki insanlar teknoloji aleminde gerçekleşen yeni bir devrimden bahsetmesinler. metaverse, nftler, blok-zinciri vs. vs. şimdi de nereye baksak bir web3 lafıdır aldı yürüdü. peki, nedir bu web3 denen şey ve silikon vadisi’ndeki neredeyse herkes neden bu yeni şeye bu kadar takıntılı hale geliverdi? yakından bakalım…
Web3 koca bir dümen. Web3 internetin daha iyi bir versiyonunu kurabilmek ve interneti bugün kontrol etmekte olan devleri tuş edebilmek adına çığır açan bir fırsat sunmakta. Web3 bazılarına iyi para kazandıracak, fakat kalanları donuna kadar soyacak yeni bir teknolojik düzenek. Hangisi? Kafalar karışık.
Web3 –her ne kadar burada biraz da olsa açıklamaya çalışacaksam da– tarifi kolay bir şey değil, fakat esas sorun bu değil. Web3 birer tutam uğultu, iyimserlik, kafa karışıklığı, teolojik tatava ve saf spekülasyondan oluşan yeni doğmakta olan bir düşüncenin adı aslında. Web3’ün neden interneti temelinden yeniden kurmak anlamına geldiğini oturup anlattığınızda illa ki sizi ciddiye alıp inanan birileri çıkacaktır. Yine, Web3’ün zenginleri daha da zengin eden bir piramit sisteminden başka bir şey olmadığını söylediğinizde yine illa ki bir sürü insan sizi onaylayacaktır.
Hangisi olursa olsun, yapamayacağınız şey, hele ki teknoloji işleriyle uğraşan biriyseniz Web3’ü görmezden gelmektir. Çünkü etrafınızdaki herkes son birkaç aydır bunu konuşuyordur.
Ben hemen her gün çevremde birilerinin Web3’ten bahsettiğini duyuyorum mesela. İşim gereği yatırımcılarla, yöneticilerle ya da sadece teknolojiye ilgisi olan kişilerle sohbetlerimde bana daha birkaç dakika sonra –gururla ya da utana sıkıla– Web3’ün “tavşan deliğine daldıklarını” ve orada çok Büyük ve Önemli şeylerin olduğuna emin olduklarını anlatmaya başlıyorlar.
Özetle, teknolojiye bir şekilde bulaşmış olan herkesten Web3 denen şeyin insanların hayatlarını kökten değiştirecek bir şey olduğunu duyuyorum diyeyim. Bu insanlara göre, Web3 insanların zamanı, mekanı ve finansal sınırlamaları aşmasını sağlayacak, kendi yollarını bağımsız şekilde izlemesinin zeminini kuracak, kurumların onlara dayattığı kimlikler yerine sadece ve tamamen kendileri olarak çalışabilmelerinin önünü açacak vb.
Bu tekno-iyimserlik uzaktan kulağa epey hoş geliyor. Fakat bir kez yazıya dökülüp somutlaştırılmaya çalışıldığında ise bir masalla karşı karşıya olduğunuzu anlıyorsunuz. Gelgelelim içinde yan yana yaşadığımız şu dünyada bu yaklaşım bir tür norm haline geldi bile. Gayet yüksek maaşlar alan çok sayıda teknoloji beyaz yakalısının çalıştıkları Web 2.0 temelli kurulmuş şirketlerden Web3 uğruna ayrılmalarının sebebi de bu.
Ben de ihtiyatlı kuşkuculuğumu devreye sokarak ve çokça zaman harcayarak Web3 denen şeyin ne olduğunu anlamaya çalıştım. Spoylır vereyim: tam anlayamadım. Fakat panik yok, bu işten gayet iyi anlayan ve Web3 denen şeyde kayda değer bir şeylerin olabileceğini düşünen zeki insanları buldum, onları sorularımla bunalttım. Siz de duymak istersiniz diye düşündüm.
Web3 nedir yahu?
Buradan başlayalım: Özünde, Web3 dünya çapında birbirine bağlı, insan müdahalesi ya da merkezi bir gözetim mekanizması olmaksızın birbiriyle konuşan ve işlemleri teyit edip kayda geçiren bir bilgisayarlar ağına dayanan bir kripto ve blok-zincir yeniden-markalandırmasıdır.
Blok-zincir teknolojisi on yıldan fazladır var ve bu zaman zarfının büyük kısmında insanların çoğu sadece ama sadece blok-zinciri ile yakından bağlantılı olan ve 2009 yılında piyasaya sürülen Bitcoin ile ilgilendiler. Fakat Bitcoin ile yapacağınız şeyler onu alıp satmak ya da düşecek mi yükselecek mi diye tartışmaktan ibaret. Ve yükseliyor, hem de çok fazla: 2014 yılı sonunda 1 Bitcoin 400 Dolardı, zirveyi gördükten sonra yüzde 40 oranında değer kaybetmesine rağmen bugün yaklaşık 38.000 Dolar.
Web3’ün de böyle bir şey olması çok muhtemel: insanlar açısından dijital eserleri toplamanın ve/veya bu eserlerin alışverişini yapmanın ilginç yollarından biri. Sanat üreten ve sanat eseri satın almayı seven insanlar açısından bunun bir anlamı olur – burada “sanat” derken en geniş anlamıyla “insanların bir şekilde bakmayı ya da tüketmeyi sevdiği şeyler”den bahsediyorum. Fakat eğer bundan ibaretse, hiç de dünyayı değiştirecek bir şey değil gibi.
Bu düşüncelerden farklı olarak Web3’ün en ateşli yandaşları çok daha ileriye gidiyorlar. Bu insanlar Web3’ün bütün bir interneti tamamen yeniden yapılandıracağına inanıyorlar. İnternetin adının bile artık internet olmayacağını söylüyorlar.
Ben ise Web3 denen şeye dönük bu muazzam ilginin onun henüz gerçekten var olmamasından kaynaklandığını düşünüyorum. Henüz şekillenme aşamasında olduğu için her şey olabilir tabii. İster bir avuç dev şirketin internete hakim olduğu bir dünyanın dışında bir sanal dünya bilmeyen bir genç teknolojisever ve isterse ağ denen şeyin ilk ortaya çıktığı zamanlardaki o ilk heyecanı ve olasılıkları hatırlayan bizim gibi kartlaşmış kuşaktan biri olsun, yeni bir şeyi arzulayan herkes bundan heyecan duyacaktır elbet.
Yine, Web3 denen şey henüz çok taze bir şey olduğu için –ve kavramın özünde merkezi kontrol veya yönetimi reddetmenin yer almasından dolayı– tüketicilerin güvenliği konusunda pek fazla koruyucu niteliğe sahip değil. Aslında, hiçbir güvenliğe sahip değil. Web3 hayranları kendinizi ve varlıklarını korumak için devlet kurumlarına ya da devasa platformlara ihtiyacınız olmadığını, çünkü bugün geçerli olan birbiriyle bağlantılı bilgisayarlar sisteminin (Web 2.0’ın) zaten “güvencesiz” bir ekonomi yaratmış olduğunu ileri sürüyorlar. Yapılan her işlemin kamuya açık şekilde kayda geçmesi ve blok-zincir tarafından teyit edilmesi nedeniyle, Büyük Devletlerin ya da Büyük Şirketlerin gözetimine ihtiyacınızın kalmaması gerekir. Gerçekte ise, Web3’ün pek çok yetersizliği ve masraflı program hataları var. Organizatörlerinin sizden paraları toplar toplamaz ortadan sıvıştığı düzenbaz projelerle dolu olması da cabası. Ya da kripto dünyası terimiyle söylersek, bol bol “keriz silkeleme” projesi ortalıkta fink atıyor.
Bu türden düzenbazlıkların var olması meselesi şöyle: Yeni bir teknoloji bizim de yeni bir tür olduğumuz ya da yenilendiğimiz anlamına gelmiyor. Yani, Web3’ün en en iyimser versiyonu bile Web2’nin ya da dünyanın geri kalanının halihazırdaki sorunlarından bazılarını yeniden yaratabilecektir.
Bu anlamda … bilemiyorum. Web3 bendeki erken uyarı duyargalarını epeyce harekete geçirmiş durumda. Yine, kendilerini NFTlere kaptırmış olan pek çok kişinin ve vurgun vurup zengin olma peşindeki pek çok diğer kişinin Web3 sathında dolandırılacağına adım gibi eminim, çünkü vurgun vurmaya çalışan insanların büyük kısmının başına genellikle bu gelir.
Web3’ün nasıl bir şey olacağını aradan biraz zaman geçtikten sonra, özellikle de Web3 denen şeyin büyük kısmının yakıtını sağlayan kripto para birimlerinin değerinin düşmeye devam etmesi halinde anlayacağız. Öte yandan, Web3 hayranlarının iddia ettikleri şeylerin bir kısmı bile gerçekleşirse, teknoloji dünyası en azından şöyle bir çalkalanacak demektir. Gözümüz üstlerinde.
kaynak: vox.com / çevirgen: chris dadallı (kısaltılarak çevrilmiştir.)