iyi ki doğdun stephen hawking abimiz! // chris dadallı
stephen hawking son elli yılın uzak ara en tanınmış bilim insanı oldu. öyle ki “simpsonlar” ve “futurama” gibi çizgi dizilerde bile yer bulacak şekilde bir tür pop kültür ikonuna dönüştü diyebiliriz. beyaz erkek bilim insanlarının büyük kısmı genelde sıkıcı tiplerken, ileri teknoloji ürünü tekerlekli sandalyesi ve ikonik dijital sesiyle hawking’i fark etmemek olanaksızdı. 2018 yılında bu dünyadan ışınlanan hawking’i bu kadar ikonik hale getiren neydi peki?
Stephen Hawking son elli yılın uzak ara en tanınmış bilim insanı oldu. Öyle ki “Simpsonlar” ve “Futurama” gibi çizgi dizilerde bile yer bulacak şekilde bir tür pop kültür ikonuna dönüştü diyebiliriz. Beyaz erkek bilim insanlarının büyük kısmı genelde sıkıcı tiplerken, ileri teknoloji ürünü tekerlekli sandalyesi ve ikonik dijital sesiyle Hawking’i fark etmemek olanaksızdı. 2018 yılında bu dünyadan ışınlanan Hawking’i bu kadar ikonik hale getiren neydi peki?
İlk başta tabii ki bilime yaptığı katkılar. Hawking evrenbilim alanında çığır açıcı keşifler ve teoriler ortaya koydu. Evrenin kökeni, işleyişi ve olası sonu hakkında bir teoriler yumağı olan evrenbilimin en bilinen teorisi Büyük Patlama teorisidir, ki bu teoriye göre evren tek bir noktada gerçekleşen kozmik bir patlama sonucunda oluşmuştur ve o andan itibaren genişlemeye devam etmektedir. İşte bu evrenbilim alanının en netameli kısımlarından biri, uzayda çevresindeki maddelere inanılmaz bir yerçekimsel çekim uygulayan karadeliklerdir. Karadeliklerin fizik yasalarıyla açıklanması pek kolay iş değildir. Daha doğrusu, değildi; Hawking mevzuya el atana kadar. Hawking karadeliklerin esasen radyasyon ve partiküller yayabildiğini ve kendi kendilerine çözülüp patlayabildiğini keşfetti. Hawking’in bu araştırması, diğer araştırmalarıyla birlikte, onu evrenbilim alanında bir yıldız haline getirdi.
Hawking bir süper zeka ve son derece müthiş bir ince zekaya sahipti. Bu zekası sayesinde sadece parlak bir bilim insanı olmakla kalmadı, bilimsel konuları geniş kalabalıklara uygun şekillerde anlatabilen harika bir iletişimci de yaptı. Hayatının son döneminde yapay zeka, din ve bilim ve sağlık gibi sayısız alanda konuşmalar yaptı, yazılar yazdı. Siyasal açıdan da aktif biriydi, sıkı bir solcuydu.
Hawking’in muhtemelen en etkileyici başarısı ise, bütün bunları pençesinde olduğu merkezi bir sinir sistemi hastalığı olan ve kısaca ALS olarak bilinen amiyotrofik lateral sklerozun onu günaşırı daha da güçsüz düşüren etkileriyle boğuşurken gerçekleştirmesiydi. 20’li yaşlarında ALS teşhisi konulan Hawking giderek vücudundaki kasları kullanma becerisini neredeyse tamamen kaybetti. Başlarda biraz sakarlığa ve konuşmasında kaymalara yol açan hastalık zamanla ondan yürüme ve konuşma becerisini tamamen aldı, öyle ki bakıma muhtaç hale geldi. Fakat Hawking buna rağmen bilimde ve yaşamda aktif kalmaya devam edebildi. Hawking parlak bir adamdı, toplumda aklın sesiydi ve bütün engellere rağmen yaşama tutunmanın eşsiz bir örneğiydi.
Stephen Hawking’in internette yazdığı son sözler de oldukça şık hareketti! Bir Reddit forumunda sorulan “Çalışmanın otomatikleştirilmesi sayesinde insanların daha az çalışacağı bir dünya öngörüyor musunuz?” sorusuna, Hawking “Ya makineler tarafından üretilen zenginliğin paylaşılması halinde herkes fazlasıyla boş zamana sahip olduğu bir yaşamın keyfini çıkarabilir ya da makine sahiplerinin zenginliğin bölüşümüne karşı başarılı şekilde lobi faaliyeti yürütmesi sonucunda insanların büyük kısmı sefalete gömülebilir. Bugüne kadarki eğilim, teknolojinin sürekli artan bir eşitsizlik yaratmasıyla birlikte ikinci seçenek yönünde gittiğimizi gösteriyor gibi.”
Seviyoruz seni Stephen abi!
Aşağıda Hawking’in bir söyleşisinde evrenin en temel sorularına verdiği kısa yanıtları bulacaksınız.
Bilim, hakikat ve güzellik: Hawking’in yanıtları
“Neden buradayız?” sorusunun cevabı neden önemli?
Evreni yöneten bilimdir. Fakat bilim bize denklemleri doğrudan soyut bir şekilde çözemeyeceğimizi söylüyor. Hayatta kalmaları en olası olan toplumların Darwinci doğal seçilimi teorisini işe koşmamız gerekiyor. Hayatta kalanlara daha fazla değer atfetmemiz gerekiyor.
Evrenin oluşumunda olayların fitilini ateşlemesi için Tanrı’ya başvurmanın hiçbir mantığının olmadığını söylemiştiniz. Varoluşumuz tamamen şans eseri mi?
Bilim pek çok farklı evren türünün eş zamanlı bir biçimde hiç yoktan ortaya çıktığını öngörüyor. Yaşamakta olduğumuz şeyler bir şans eseri, evet.
Öyle ya da böyle buradayız. Ne yapmalıyız?
Eylemlerimizde en yüksek değeri yaratmanın peşine düşmeliyiz diyebilirim.
Sağlık durumunuz kötüye gidiyor ve 2009 yılında hastaneye yatmak zorunda kalmıştınız. Peki, ölümden korkuyor musunuz?
İşin aslı, son 49 yıldır her an ölebilme olasılığıyla birlikte yaşadım. Ölümden korkmuyorum, fakat ölmek için acelem de yok. Öncesinde yapmak istediğim çok şey var. Ben beyni donanımları bozulduğunda çalışmayı durduracak olan bir bilgisayar olarak görüyorum. Bozuk bilgisayarlar için bir cennet ya da ölüm sonrası yaşam yok; bunlar karanlıktan korkan insanlar için uydurulmuş masallar.
Bilimde en güzel bulduğunuz şeyler neler?
Bilim, farklı gözlemler arasındaki görüngülere ya da bağlantılara dönük basit açıklamalar sunabildiğinde güzeldir. Buna biyolojideki çift sarmal ve fizikteki temel denklemleri örnek verebilirim.
söyleşi kaynak: theguardian / çevirgen: chris dadallı