-
“don’t look up” hakkında konuşmalıyız // john devore
dürüst olmak gerekirse, don’t look up’ı izlerken inanın kuyrukluyıldız gelsin de kurtulalım diye bekledim. kuyrukluyıldızın iklim değişikliği için bir metafor olarak kullanılıp kullanılmadığını bilmiyorum ve mckay’in de bildiğini zannetmiyorum. ben parmağını sadece bazılarımıza değil, hepimize sallayan bir komedi istiyorum. durumun kötü olduğunun gayet farkındayım, fakat hayatlarını yaşam koçlarının yönettiği “iyi şeyler yap”çı tayfaya ahlak dersi vererek dünyayı kurtaramazsınız.
-
dedim olamayabilir, ibo’ya konan kelebek, bir gazoz’a yenileceksiniz… // sevil ainsley
2021 yılında bu topraklarda şu kültürel hegemonya denen cenk meydanında seküler mahalle adına yaşanan en afili zaferler nelerdi diye sorulsa, kesinlikle “ebrarlı” kadın voleybol milli takımının devlet parçacıklarına attığı tokat ve mete gazoz adlı gencecik bir ok sporcusunun şampiyonluğu ile yine devlet parçacıklarına attığı şaplaktı derim. fakat işin ironik ve daha da keyif veren tarafı, ne kadın voleybolcuların ne de mete gazoz’un yaptıkları şeyi devlet parçacıklarını tokatlamak için yapmamış olmaları… onlar işini yaparken devlet parçacıkları çok fazla ayak altında dolaştıkları için ağızlarının ortasına tokadı yiyiverdiler, hem de tokadı atanlar farkında bile değilken…
-
“matrix: resurrections” kötü bir film fakat teknoloji üzerine sağlam şeyler söylüyor // devin coldewey
uzun zamandır beklediğimiz ve nihayet yayımlanan yeni matrix filmi genel olarak bir facia, fakat içerdiği aksiyon, karakterler, tempo, görseller ve diğer açılardan bakıldığında bir konuda başarılı olduğunu söyleyebiliriz: teknolojiyle olan ilişkimiz hakkında son derece ikna edici şeyler söylüyor.
-
görünmeyen emek(ler): ԺaԺa sahilleri #2 // soner torlak
hegemonya mücadelesi, sadece iyi örgütlenmiş kelli felli siyasal aktörlerin arasındaki bir güç savaşından çok daha derin, çok daha karmaşık ve çok daha çok-failli işler. sayısız kaynak suyu, sayısız akıntı döküntü, sayısız titreşim kıpraşım ve sayısız minicik failliklerin adeta sibernetik biçimde hareket halinde olduğu bu mikrokozmoz, hegemonya mücadelesine sanıldığından çok daha fazla dahildir ve bizim kafamızı meşgul eden alter-hegemonya ve alter-yıkıcıkuruculuğun döl yatağıdır.
-
“sıfır numaralı e-dergi” yayında!
dayak yemekten betere döndüğümüz 2021 yılının son günlerinde okurlarımıza bi’ güzellik yaparak ilk e-dergiyi fırlatıyoruz… ister buradan oku ister bastır oku! let dı şov bigin!
-
hakiki tosun paşa tatilde! 3 ocak’ta tekkeye dönüyoruz…
hakiki tosun paşa hasım yayın e-jurnal ekibi olarak tam kadro bir haftalık tatile çıktık… 3 ocak’ta süpersonik bir şekilde geri dönüyoruz. biz tatildeyken acil kultur-zanat ihtiyaçlarınız için nöbetçi yaverimize insta’dan ulaşabilirsiniz. hadi biz kaçtık…
-
kent hakkı: leylak ile bayrak’ın hikayesi // andy merrifield
leylak ile bayrak, metropollerimizin yolsuz politikacılar ve sahtekâr polisler, yolsuzlukları yasallaştırılmış olan dalavereci emlak şirketleri ve finansal kurumlar tarafından idare edildiğini bilmektedirler. kentsel oyunun kurallarının kendilerine karşı işlediğinin farkındadırlar. leylak ile bayrak'ın trajedisi, çok geç (ya da belki de çok erken) gelmiş olmanın trajedisidir.
-
la haine: yere çakılmakta olan insanlığın hikayesi // matt hanson
la haine’ı bugün izlemek, bugün yaşanan toplumsal sorunlara dönük acı verici fakat zorunlu dersler çıkarılmasına ve kimin yaşamının ve neden önemli olduğuna dair sormaktan kaçınılmaması gereken sorulara dönük yine acı verici fakat zorunlu yanıtların verilebilmesine olanak tanıyor.
-
kramer seinfeld’in esas başkarakteri mi yoksa? işte size 10 neden // zarreen moghbelpour
kısa bir süre öne netflix seinfeld dizisini 500 milyon dolardan daha yüksek bir telif vererek satın aldı. son bölümünün yayınlanmasından bugüne 23 yıl geçen bir sitcom dizisinin bugün hala bu kadar sevilmesi ve izlenmesi nereden bakılırsa bakılsın büyük olay… sitcom tarihinde sayısız ilke imza atan seinfeld’in dört ana karakterinin dördü de başkarakter olmayı hak edecek kadar güçlü tabii ki, fakat kramer’ın yeri ayrı. hatta acaba seinfeld’in esas başkarakteri kramer olabilir mi? işte size 10 neden…
-
slavoj žižek ile muhabbet: bizi ancak süper-insanmerkezlilik ve hegel okumak kurtarabilir
Gelecek dijital mi olacak? Pek değil – dijitalleşme ekoloji ile uyumlu değilse olmaz. Feminizm gerekli midir? Tabii ki, fakat kendisini siyasi doğruculuk üzerinden inşa etmesi halinde içeriye doğru patlayacaktır. İnsanmerkezlilik yanlış mıdır? Tamamen değil, öncesinde bahsettiğim üzere, insanlığın Dünya gezegenindeki varlığını kurtarmak istiyorsak bir tür süper-insanmerkezliliğe ihtiyacımız var gibi görünüyor.