popkült

edi ile büdü: miniklere dostluğu öğretmek üzerine // kerrie lee

susam sokağı’nın dünya çapında belki de en fazla sevilen (gerçi minik kuş’un da popisi hayli yüksek) karakterleri edi ile büdü, okul öncesi çocuklara olumlu ilişkiler konusunda çok şey öğretti. olumlu ilişkiler konusu bugün de çok sayıda çocuk programında farklı temsiller üzerinden işlenmeye devam ediyor. bu konuda biraz sohbet edelim…

Edi ile Büdü arasındaki ilişkinin ne olduğu (yani “çifte kumrular” mı yoksa “çok yakın iki dost” mu oldukları) konusu 2018 yılında kukla dizisinin yazarı Mark Saltzman’ın verdiği bir röportaj ile birlikte yeniden gündeme gelmişti. Saltzman’ın söyledikleri Edi ile Büdü’nün gey bir çift olduğuna işaret ederken, programın yapımcıları ise bu karakterlerin herhangi bir cinsel kimliği vurgulanmayan iki sıkı dost olduğunu ileri sürüyordu. Bizim için hava hoş, ikisi de güzel.

Hoşumuza gitsin ya da gitmesin Edi ile Büdü 1960larda ilk defa ekranlarda yer almaya başladığından itibaren birer gey ikon haline gelmişlerdi zaten. Hatta 2011’de New York eyaletinde eşcinsel evlilikler yasallaştıktan sonra Edi ile Büdü’nün ekranda evlendirilmesi yönünde çağrılar yapılmışlığı da var.

Bununla birlikte, Susam Sokağı’nı hazırlayan kâr amacı gütmeyen kuruluş Sesame Workshop ise Edi ile Büdü arasında sıkı dostluk ilişkisinden başka bir ilişkinin söz konusu olmadığını her fırsatta dile getirdi. 2018’de yeniden alevlenen tartışmaya dönük yaptıkları açıklamada da, Edi ile Büdü’nün her ne kadar insan gibi görünüyorlarsa da esasen “insanların kendilerinden çok farklı kişiliklere sahip olan insanlarla yakın dost olabileceğini” öğretmeyi amaçlayan birer kukla olduğunu hatırlattılar.

Medyanın çocuklar üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri üzerine yıllardır –şiddet ve tüketiciliğin çocuklar üzerindeki etkisinden medyanın çocukların bilişsel ve sosyal gelişimlerindeki rolüne kadar uzanan– tartışmalar sürüp gidiyor. Fakat medyanın çocuklara bir şeyler öğretme konusunda bir rolünün olduğu da ortada – neden ilişkiler hakkında da bir role sahip olmasın ki?

Susam Sokağı’nın başarısı kısmen televizyon aracının “gündelik içeriklerin fazlasıyla ilgi çekici şekilde” sunulacak şekilde akıllıca kullanılmasına dayanıyor.

Bir yetişkin olarak okul öncesi televizyon programlarını izlediğimizde, açık eğitsel bağlantıları oldukça hızlı bir şekilde fark edebiliyoruz. Twirlywoos’daki şematik oyunları, Imagination Movers’da sürekli vurgulanan fikirleri ve Numberblocks’taki matematiksel gelişim sağlayacak sunumları kavrayabiliyoruz. Öyle ki bu programlardan bazıları matematik öğretimi konusunda çeşitli ulusal ve uluslararası kurumlara da üyeler.

Fakat çocuklar da bu şeyleri biz yetişkinlerin gördüğü gibi mi görüyorlar? Üç yaşındaki kızım Numberblocks’un “1 + 1 = 2” işlemine odaklanan bölümlerinden birini izlemişti ve programın sonunda bana “1” ile “1”in birbirlerinin en iyi arkadaşları olduğunu anlatmaya başlamıştı – tıpkı kendisi ve en yakın arkadaşları gibi. Ona neden diye sorduğumda, kızım onların arkadaş olması gerektiği çünkü “1”in “2”yi oluşturmak için diğer “1”i kafasının üstünde taşıdığı cevabını vermişti.

Açık konuşayım, böyle bir şey aklıma hayalime gelmemişti. Ben bölümü izlerken orada gösterilenlerin basit matematik kavrayışını desteklemek üzere yapılmış bir tasarımdan başka bir şey olmadığını düşünmüştüm. Fakat bu olay bana şunu düşündürdü: Ben bir yetişkin olarak çocuk programlarında verilen mesajların çoğunu kaçırıyor muydum yoksa? (İngiltere’deki CBabies kanalı anne babaların da programa “katkı” sunmalarını sağlamak için bir yetişkin twitter hesabına sahip mesela.)

Bu anlamda, Edi ile Büdü’nün esas rolü çocukların olumlu ilişkileri kavramalarına destek olmakmış gibi görünüyor. Şovun yaratıcıları da bu konu başlığının çocuk gelişimi açısından son derece önemli bir alan olduğunu açıkça kabul ediyorlar zaten. Bu konuda benzer şekilde düşünenlerin sayısı bir hayli fazla. Yapılan çok sayıda araştırma, olumlu ilişkilerin çocuklarda özellikle doğumdan beş yaşına kadar olan dönemde öğrenme, gelişim ve bakım açısından en etkili ilkelerden biri olduğunu gösteriyor.

Okul öncesi çocuklara televizyonun etkisi analiz edildiğinde ise, televizyonda olumlu ilişkilerin çocuklara çok farklı temsiller üzerinden sunulduğunu görüyoruz. Bazı çocuk programlarında iki çocuk ve anne babadan oluşan klasik çekirdek aile temsilleri karşımıza çıkarken (örneğin, Topsey ve Tim), bazı programlarda ise geleneksel olmayan aile formlarına şahit oluyoruz; Ted Dewan’ın kitaplarına dayanarak hazırlanan Bing’de bakıcısı Flop ve arkadaşlarıyla birlikte yaşayan bir yavru tavşan görüyoruz mesela. Bu iki program birbirinden oldukça farklı aile tasarımları sunarken, her ikisi de ne olursa olsun birbirimize karşı nazik davrandığımız takdirde ilişkilerimizin de yeterince güçlü olacağına odaklanıyor.

Arkadaş edinmeyi öğrenmek

İlişkileri güçlendirmenin bir aracı olarak sorun çözme teması, son zamanlarda çocukların çok severek izlediği iki okul öncesi çizgi filmde işlenmeye devam ediyor: (yavru köpeklerden ve insan liderleri Ryder’dan oluşan bir kurtarma ekibini anlatan) Paw Patrol ile (Bir makine ile onun insan arkadaşı AJ’in maceralarını anlatan) Blaze ve Yol Canavarları.

Bu iki çizgi filmde de karakterler çözmek için birlikte hareket etmelerini gerektiren sorunlarla karşılaşıyorlar. Hatta Blaze ve Yol Canavarları’nda Crusher’ın hileler ve onun arkadaşı Pickle’ı kandırarak kullanmaya çalışması üzerinden nasıl davranılmaması gerektiğine dair örnekler de sunuluyor. Çocuklar olumsuz davranışın cezalandırılmasına bayılıyorlar ve benim kızım da bu cezalandırmanın neden yapıldığını ve neden öyle davranılmaması gerektiğini anlatırken çok güçlü bir üstünlük duygusu yaşıyor.

Kızım bu programların içeriğinin ilişkileri sürdürmenin “doğru ve yanlış” biçimlerini sunduğunu anlıyor. Ardından da aldığı bu dersleri başka durumlar ve neyin olması neyin olmaması gerektiği üzerine konuşurken kullanıyor.

Yetişkin program yazarlarının yarattıkları anlatıya dönük düşüncelerinden bağımsız olarak, bir çocuk programlarda olup bitenleri ilişkiler, aidiyet ve nihayet –hayatta kalmak için ihtiyacımız olan bir beceri olarak– olumlu zihinsel sağlık anahtar temalarına indirgeyebiliyor. Kızımın ve Blaze’in dediği gibi: “Sıkı dostları hiçbir şey yenemez.” Kesinlikle Edi ile Büdü de bu sözlere imzalarını atacaktır.  

kaynak: theconversation / çevirgen: kromozom #0

Gönder gitsin